27 Aralık 2010 Pazartesi

U(MUTSUZ) 17

Bir çocuğun hayalleri nerede ve nasıl başlar, nerede ve nasıl biter? O çocuğun gözünden bakmak lazım bu duruma. Yıllarca sahada gördüğü yıldız oyuncuların yerinde olmak hayaliyle vurur topa. Geceleri rüyalarında, hep olmak istediği yerde, o tribünlerin karşısındadır. Günümüzde bu imkansız bir olay değil. Yeteneği varsa ve kulübün kapısından bileğinin hakkıyla girdiyse, kısa zamanda kendini zamanında gıptayla izlediği ağabeylerinin yanında bulabilir. Hatta ne kadar erken olursa, o kadar iyi. İzlemesi gereken yolu önceden görür ve bu yolda önüne çıkabilecek engellere karşı önlemini alabilir. Hele ailesi de bu konuda yardımcı oluyorsa, işler daha kolay olacak demektir. Ama Türkiye'de yaşıyorsan, önceden tahmin edilemeyen sorunlar peşini bırakmaz. Umutlarına darbeyi indiriverir.

26 Aralık 2010 tarihi Florya Metin Oktay Tesisleri'ndeki o çocuklar için belki de hiç unutulmayacak bir tarih olacak. Sahadaki 22 tane 17 yaş altı çocuk ve yedek kulübesindeki arkadaşları, bu ülkede birçok çocuğun içinde olmanın ancak hayalini kurabilecekleri bir gösterinin ana parçalarıydılar. Tribünlerde ise çocuklarının orada olmasının gururunu yaşayan aileler vardı. Sahada kendilerinden istenen görevi yetenekleri elverdikçe yerine getirmeye çalışacak ve karşılaşmayı sarf ettikleri mücadelenin verdiği gururla sona erdirip rakiplerini tebrik edeceklerdi. Giydikleri formayı hakkıyla terletmek onların önceliğiydi. Ama birileri buna engel oldu. Ağabeylerinin zihinlerine soktukları fesatlıkları onlara da aşılamak istediler ve zehirlerini Florya'nın çimenlerine akıttılar. Bu zehir sadece o çocukları değil, herkesi rahatsız etti. Çocuğunu karakoldan almaya giden baba bir gün önce çocuğunun milli forma giyeceği günleri hayal ediyordu.

Bu durum artık "3-5 kendini bilmez"den çıktı. "Herkes İçin Futbol" diyen Türkiye Futbol Federasyonu, devletle el ele vermeli. Bunun sadece bir "oyun" olduğunu bütün ülkeye, gerekirse, ilkokul çocuklarının anlayacağı bir dille anlatmalı. Birileri hala "Yok. Ben bir yerlere saldırmadan yapamıyorum!" diyorsa, onlara da anladıkları dilden bir gösteri sunmalı. Futbolun herkes için "olamadığı" aşikar. Bu ülkede hala bir şeylerin değişebileceğini uman azınlık her geçen gün daha da azalıyor. Bir şeyler yapılmadığı takdirde, bu durumun bir türlü görmek istemediğiniz sonuçlarıyla hep beraber uğraşırız.            

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder