10 sene önce bütün takımların ayaklarının titreyerek geldiği stad, bu akşam, giydikleri formanın ruhunu hissedemeyen oyuncularla sevenlerine veda etti. Tabii sadece ruhla oynamak yetmiyor. Yetenek de lazım. Galatasaray'ın en büyük sıkıntısı; taraftarın, oyuncuların yetenek eksikliğinin farkında olmasına rağmen, her maçta iyi oyun ve galibiyet beklemesi. Bu tamamen takımlarına duyduğu sevgiden kaynaklanıyor. Ama ne yapılan tezahüratlar, ne de değişen teknik adamlar durumu değiştiremiyor. Çünkü takımın kapasitesi bu kadar.
Rahmetli Özhan Canaydın döneminde başlayan sportif başarısızlıklar, Adnan Polat döneminde takımın dibe vurmasıyla sonuçlandı. Yapılan en büyük hata; Özhan Canaydın döneminden başlayarak, taraftarın kalbinde yer edinmiş kişileri (Fatih Terim ve Gheorghe Hagi dönemi) elde ettikleri başarısızlıklar sonucu taraftarın önüne atıp kendilerini kenara çekmekti. Aynı durumu Adnan Polat döneminde de (Bülent Korkmaz ve 2. Gheorghe Hagi dönemi) yaşadık. Taraftarı başka şeylerle oyalayıp, gerçeklerin görünmesine engel oldular. Mali durumu düzeltirken, insanların takımlarına olan inançlarının azaldığını fark edemediler. Halbuki, zamanında çok eleştirilen Faruk Süren, yaptığı nokta transferler, teknik direktörüyle olan ince çizgilerdeki ilişkisi ve vizyonuyla, bu işin nasıl yapılması gerektiğini göstermişti. 10 senelik dönemde, kazandıklarını değerlendirememesi, itibarını kaybetmesi kulüpte bir eksen kaymasına sebep oldu. Asıl sorun burada yatıyor.
Bu takımı yönetenler asıl hedeflerinin Şampiyonlar Ligi olması gerektiğini unuttular. Zaten son derece kaygan zeminlerde giden kulüp, bu kadar yatırımı Şampiyonlar Ligi ile (sadece katılım bile yeter bu aşamada) taçlandıramazsa, sonuçlar kimsenin görmek istemediği gibi olur. Bunu başarabilmek için, kazanan karakterli oyunculara ihtiyaç var. Galatasaray'a büyüteceği değil, onu büyütecek oyuncular lazım!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder