Güne ders çıkışında yaşadığım enteresan bir olayla başladım. Köşede taksi bekleyen 2 kişi tam taksiye binecekken, büyük ihtimalle kendisinin müşterileri olduğunu iddia eden diğer taksinin şoförü kavgayı başlattı. Sonunda bıçağını çekti ve müşterileri kendi arabasına aldı. Müşteriler o arabaya nasıl bindi? Bunun üzerine günlerce düşünsem de çözemem herhalde. Belki Türkiye'de, ne kadar acı olsa da, normal bir durum diye düşünebilirsiniz, ancak bu ülkede hala medeni şekilde yaşanabileceğine inanan benim gibi insanlar için yeni bir hayal kırıklığıydı.
Bu durumun etkisi geçtikten sonra Beşiktaş - Bursaspor maçını izleyecek bir yer aradım. Zaten aradığımı bulduğumda son 30 dakikaya girilmişti. İlk yarıda kaçırdığım tek şeyin Volkan Şen'e gösterilen saçma sapan bir kırmızı kart olduğunu öğrendim. Bu alkışlama işine tam bir standart getirmedikleri için hakemler yine gündeme oturmayı başarıyorlar. Böyle bir kartı Cüneyt Çakır'ın Şampiyonlar Ligi'nde gösterdiğini düşünüyorum da, bir daha bir Türk hakemi kolay kolay bu arenada maç yönetebilir miydi acaba?
Beşiktaş'ın istekli oyunu ise her türlü eksiğine rağmen devam ediyor. Fiyapı İnönü Stadı'nda taraftarın iyi bir destek verdiği takım çok başarılı bir presle 3 oyuncunun (Ersan Gülüm, Mehmet Aurelio ve Roberto Hilbert) içinde olduğu pozisyonu Filip Holosko'yla bitirerek galibiyeti hakkıyla aldı. Bursaspor'da ise bir tane direkten dönen top dışında kayda değer bir pozisyon yoktu. Staddaki belki de en güzel şey, oyundan çıkan genç oyuncu Ali Kuçik'e taraftarın gösterdiği destekti. Bu, bir genç oyuncunun hayatı boyunca unutamayacağı bir andır. Onu daha iyi yerlere gelmek için daha çok çalışmaya şevklendirir. Bu açıdan taraftarlara teşekkür etmek gerek.
Saha içinde teşekkürü hak eden taraftarlar, saha dışında yaşananlarla insanları bir kez daha hayal kırıklığına uğrattı. Zaten yaratılan her yasağa bir sebep arayan yetkililer, bunca yıldır Beşiktaş - Bursaspor maçlarına neden seyirci alınmadığını belgelerle kanıtlamış oldular. İnsanların zaten futbol kalitesi belli bir düzeyi geçmeyen ligimizin maçlarına gitmemeleri için mantıklı bir sebepleri daha var: can güvenliği. Günümüzde toplu şekilde eğlenmenin en güzel ritüellerinden olan bu oyunun (ve onunla birlikte hayatın) keyfini bile nasıl çıkartamadığımızın İsviçre laboratuvarlarında incelenmesi gerektiğini düşünüyorum!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder