21 Aralık 2010 Salı

PARA VAR, HUZUR YOK!

Manchester City, Arap sermayesi tarafından satın alındığından beri futbolun güzelliklerini törpülemeye devam ediyor. Sadece para ile dünya futbolunda bir yerlere gelen takımları sevmiyorum. Chelsea de böyle ortaya çıktı. Ama Jose Mourinho'nun karizmasıyla geldikleri yerde tutunmayı başardılar. Roman Abramovich de başta harcadığı yüksek rakamların çılgınlığının farkına varmış olmalı ki, sonradan duruldu. Chelsea dünya futbolunda belli bir yere geldi. Elbet bir gün Şampiyonlar Ligi'ni de kazanabilir. Ama Chelsea örneği, başarıya giden kısa yol olmamalı. Manchester City'nin harcadığı para, Roman Abramovich'i bile bir anda insanlara unutturdu. 1996'da küme düşerlerken taraftarların döktükleri gözyaşları şu anki durumdan daha sempatikti. Tabii ki onlar da başarılı olsun. Ama başarılı olmalarının sebebi tamamen şans eseri buldukları para olmasın. Khaldoon Al Mubarak'ın canı Stoke City'yi almak isteseydi, Manchester City yine orta sıralarda gezinen bir takım olacaktı büyük ihtimalle. Şanlı bir geçmişe sahip oldukları doğru. Ama bu oyunun kurallarından biri de geçmişte yaşamamak. Gerçi, Manchester'da yaşanacak bir rekabet Premier Lig yetkilileri için de bulunmaz bir fırsattı.

Biz yine bugüne dönelim. Yaptıkları büyük hatalardan biri, aldıkları her oyuncuya gerektiğinden fazla para ödeyip piyasayı inanılmaz yükseltmeleri. Allah'tan, arada Kaka gibi haysiyetli oyuncular çıkıyor da (gerçi kendisi için Milan'a ödenen parayı unutmadık), sırf para için bu kulübü seçmenin kariyerleri için sıkıntı yaratacağını öngörebiliyorlar. Ama David Silva, Yaya Toure gibi oyuncular o değerde mi? Tartışmaya gerek bile yok. Barcelona'nın ne kadar büyük takım olduğu sırf bu transferden bile anlaşılıyor. Gelen (içeriden çıkarttıkları Sergio Busquets) gideni (Yaya Toure) aratmıyor. Bir de gelmesiyle olay yaratmasının yanında takımın içinde sürekli olay yaratan oyuncular var. Carlos Tevez'in Manchester United'dan ayrılması sorun yaratmadı. Çünkü orada Alex Ferguson vardı. Geçen hafta Manchester City'den de ayrılmak istediğini açıklayan Carlos Tevez'in yarattığı sıkıntı, küçük bir çocuğun şımarıklığından farksız. Ama dün akşam yine sahada. Arkasında en az kendisi kadar yetenekli forvetlerin varlığına rağmen. Bu da menajerin durumu iyi idare edemediğinin göstergesi. Geçen sezon Şampiyonlar Ligi'ne katılma şansını son haftada kaçıran takım, bu sezon da bu amacına ulaşamayacak gibi görünüyor. Şampiyonlar Ligi'nde yoksanız, dünya futbolunda en tepeye ulaşma şansına sahip değilsiniz demektir.

Khaldoon Al Mubarak'ın canı bir gün sıkılacak. Hatta hesaplara bakıp, aslında yeteri kadar para kazanamadığının farkına varacak. Artık gerektiği kadar tanındığını da düşünerek, kulüpten elini ayağını çekecek. O gün, zamanında koşa koşa bu takıma gelen oyuncular ve menajer nasıl kaçacaklarını şaşıracaklar. Taraftarlar sevdikleri bu renklerle yine baş başa kalacaklar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder