9 Ekim 2010 Cumartesi

OĞUZ ÇETİN'İ ANLAYABİLMEK

Futbol yazarlarının başka bir isim üzerinden polemik yaratmasından hiç haz etmem. Sadece futbol yazarlarının değil, diğer yazarların da. Ama kişilerin kararları herkesin aidiyet duyduğu kurumları etkiliyorsa, insan bir şeyler demek gerektiğini hissediyor. Oğuz Çetin de benim için çözülmesi çok zor birisi. Fenerbahçe'nin beyefendi oyuncusu diye bilinen Oğuz Çetin, kendine has bir futbolcuydu. Benim pek beğendiğim bir tarzı yoktu. Kaçak güreşirdi. Ama Fenerbahçe'de kaptanlık yapmış, Türkiye koşullarında büyük bir oyuncuydu. Ali Şen onu 1996'da takımdan uzaklaştırdığında çoğu kişi bir anlam verememişti. Ama sanırım teknik adamlığında bunun sebeplerini biraz biraz göstermeye başladı. Önce Werner Lorant'ın yardımcılığı döneminde yaptığı açıklamalar, onun ayrılmasının hemen ardından takımın başına geçmesi, onun öncelikleri hakkında bir fikir veriyordu. Zaten Fernerbahçe'de çok başarısız bir dönem geçirmesi de sanırım önceki davranışının ilahi bir sonucuydu. Sonra A Milli Takım dönemi başladı. Fatih Terim ayrılırken, o kalıyordu. Hemen onun ardından da gazetelere demeçler vermeye başladı. Ben bir teknik adam ayrılırsa, yardımcılarının da onunla beraber ayrılması gerektiği düşüncesindeyim. Etik bunu gerektirir. Ama "Guus Hiddink onu istedi." derseniz, "Milli Takım yöneticileri onun varlığını sorgulamalıydı" derim.

Şimdi "Bu takımı Oğuz Çetin mi kuruyor?" diye düşünmekten kendini alamayanlar var. Guus Hiddink çok önemli bir teknik direktör. Oğuz Çetin'den direktif alması gerekmeyecek kadar kariyerli. Ama bize daha farklı dokunmalı. Bazı şeyleri değiştirdiğini hissettirmeli. Zaten Guus Hiddink'in buradaki görevi sona erdiğinde yine havada kapılacak. Yine bir dünya devinin başında olacak ya da bir dev yaratacak. Oğuz Çetin'in nerede olacağını ben tahmin edebiliyorum ama kendisi hangi hayallerle yaşıyor? Bunu merak ediyorum.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder