28 Ekim 2010 Perşembe

GENÇ (!) SEMİH SAHADA

Son yıllarda hepimizin gözüne hoş gelen futbolu oynayan takımların başında Arsenal geliyor desem, herhalde yanılmamış olurum. Televizyon başında bu genç “topçular (gunners)”ın futbol topuyla yaptıkları dansı gıptayla izliyoruz. İzlerken de birbirimizi dürtüp “Abi, adamlar bu 18’likleri nasıl bulup ilk 11’e korkmadan koyuyor da, biz yapamıyoruz?” diye soruyoruz. En azından ben birçok kez bu muhabbete şahit oldum. 10 yıl önce UEFA Kupası’nı finalde kaybeden takım için dönüm noktası sanırım 2003’te Cesc Fabregas’ın takıma katılmasıdır. O zaman 16 yaşında olan İspanyol oyuncu kısa sürede liderlik özelliklerini gösterdi ve yanına katılan genç yeteneklerle yeni bir oluşumun başında yer aldı. Bugün bu takım, uzun yıllardır yan yana oynayan birçok genç oyuncuyla, bir makine düzeninde işleyen efsane bir kadro olma yolunda ilerliyor.

Türkiye’ye dönersek… Futbol izleyicisi bu takımı bu kadar dikkatle takip ediyor da, oyuncular veya kulüp yönetimleri etmiyor mu? Her yeni gelen teknik direktörü kamuoyuna anlatırken “Altyapıya çok önem vermesi de seçimimizde etkili oldu” cümlesi basın toplantılarının vazgeçilmezlerindendir. Ama son 10 senede kaç tane genç yetenek çıktı? 10 tane bulamazsınız. Bulduklarımız da nereden nereye geldi? “Genç” Semih Şentürk’e yapılanlardan bahsetmek dahi istemiyorum! 70 milyonluk bir ülkeden bahsediyoruz. Bu ülkenin her şehrinden 1 tane süper yeteneğin çıkması işten bile değil. Bu arada, artık her şeye kolaylıkla ulaşılabilen dünyada gurbetçi gençlerimizi keşfetmek de çok zor değil. Sadece biraz eli çabuk tutmak ve organize olmak gerekiyor.

Böyle bir ortamda Kayserispor’u kutlamak gerekir diye düşünüyorum. 2005’te Ertuğrul Sağlam’la başlayan istikrarlı gelişimini her sene üzerine katarak devam ettiren takımda 27 kişilik kadronun yaş ortalaması 24,5 (yılların kalecisi Souleymanou Hamidou’nun ortalamaya 37 yaşlık bir katkı sağladığını belirtelim). 1988 ve altı doğumlu 12 oyuncu var. Teknik Direktör Shota Arveladze boşuna Louis van Gaal’in yardımcısı olmadığını göstererek mükemmel işler çıkartıyor. Demek ki sadece bulmak değil, bulduğunu doğru kullanmak da lazım. Kimbilir, belki de Kayserispor bu ülkenin (kadro yapısı anlamında) Arsenal’i olabilir.

Bu işlerin ne kadar ciddiyet gerektirdiğini kavradığımız anda takımlarımız bir basamak daha atlayacaklar. Bu işe ne kadar ciddi eğilirsek, geri dönüşümü de o kadar etkili olur. Aksi takdirde, “Arsené Wenger 15 yaşında yeni bir Türk oyuncu keşfetmiş” diye dövünmeye devam ederiz. “Siz o sırada nerelerdeydiniz?” diye sorarlar adama.         

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder