Şimdi size bazı isimler ve bu isimler hakkında bazı istatistikler vereceğim.
Hikmet Karaman : 12 senelik profesyonel teknik direktör. 11 ayrı takım çalıştırmış. Rizespor ve Ankaragücü’nün başına 2’şer kez geçmiş.
Nurullah Sağlam : 7 senelik profesyonel teknik direktör. 5 ayrı takım çalıştırmış. Gaziantepspor ve Denizlispor’un başına 2’şer kez geçmiş.
Ziya Doğan : 11 senelik profesyonel teknik direktör. 7 ayrı takım çalıştırmış. Konyaspor, Trabzonspor ve Malatyaspor’un başına 2’şer kez geçmiş.
Ümit Kayıhan : 20 senelik profesyonel teknik direktör. 14 ayrı takım çalıştırmış. Göztepe ve Denizlispor’un başına 2’şer kez, Diyarbakırspor’un başına 3 kez geçmiş.
Yılmaz Vural (Beklenen Adam) : 24 senelik profesyonel teknik direktör. 18 ayrı takım çalıştırmış. Bursaspor’un başına 2 kez geçmiş.
Güvenç Kurtar : Kendisiyle ilgili gerekli bilgilere ulaşılamadı. Veritabanının bozulmuş olabileceğinden endişe ediliyor.
Bu liste böyle uzar gider. Saymadığım isimler unuttuğumdan değil, tekrar hatırlayıp sinirimiz bozulmasın diye. Tam bu konuyla ilgili bir yazı yazmayı düşünürken, bu hafta Bülent Uygun olayı patladı. Tam bize uygun bir durum diye düşündüm. Bir ülke düşünün ki, Avrupa futboluna kendini kabul ettirdiği son 20 senelik dönemde üç İstanbul takımı dışındakiler, takımlarını 10 kişiye emanet etmiş, sürekli bu kişiler arasında bir değiş-tokuş yaşanmış. Ve bu takımların çoğu küme düşme tehlikesini sürekli hissetmiş. İşin enteresanı, yöneticilerin takımlarını bu kişilere emanet ederken gerçekten bir umut besleyip beslemedikleri. Eğer umutlularsa, bu işi bilmiyorlar. Eğer umutsuzlarsa, samimiyetsiz ve yetersizler. Son senelerde de yeni nesil teknik direktörlerden bazıları bu devirdaime katılmaya başladılar. Yani bu tahminen 10 kişilik grup yeni üyeleriyle 15-20 kişi olma yolunda ilerliyor. Bülent Uygun da bu kişilerden birisi. Yaptığı şey, yukarıdaki isimler sayesinde, bizim gayet alışkın olduğumuz bir hareket. Ne ilk ne de son olacak. Ama acı olan, Eskişehirspor gibi, düne kadar birçok kişi tarafından sempatik bulunan bir takımın, yaptığı bu hareketle diğerlerinden hiçbir farkının olmadığını göstermesidir. Eskişehirspor küme düşerse, artık kimsenin buna üzüleceğini sanmıyorum.
Kendini yenileyemeyen, yöneticilerle ahbap-çavuş ilişkileri yüzünden haklarından olan, sonra da yabancı meslektaşlarına sallayan teknik direktörlerimizin ne zaman ve nasıl silkineceklerini merak ediyorum. Neden bir Alex Ferguson veya Arséne Wenger yaratamadığımızın cevabı sanırım gayet açık. Her zaman daha iyisini başarabileceğine inandığım Abdullah Avcı’yı İstanbul Büyükşehir Belediyespor’dan ayırmamak galiba herkes için en iyisi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder