3 Şubat 2011 Perşembe

NOKTA ATIŞI

Transferi yöneticiler mi yapmalı, yoksa teknik direktör mü? Takımın içinde olmak eksikleri görebilmek için yeterli mi, yoksa dışarıdan bir göz gerekir mi? Bugün dünyanın en iyi takımlarından Real Madrid, tek bir forvete bağlı oynamanın sıkıntısını Gonzalo Higuain'in sakantlanmasıyla bir kez daha gördü. İstediğiniz kadar paranız olsun, planlı bir şekilde çalışmazsanız, beklemediğiniz anda büyük sıkıntılarla karşılaşabilirsiniz. Emmanuel Adebayor'un takımında oynayamaması onlar için büyük şans oldu. Aksi takdirde, kalitelerine uygun bir golcüyü bulmaları çok zordu. Üç kulvarda devam ettikleri mücadelelerine hedeflerine ulaşamadan veda edebilirlerdi. Hala edebilirler, ama en azından şimdilik yeni bir silahları var.

Ben birlikte hareket edilmesini düşünenlerdenim. Zaten elinizde Jose Mourinho yoksa, duruma el atmak durumundasınız. Türkiye'de ona da karışılırdı ya, neyse! Yönetimlerin sezon öncesi (artık bir önceki sezonun ortasında) yapacakları çalışmalarda takımlarının öncelikli ihtiyaçlarını belirlemesi ve bunu teknik adamla paylaşıp görüş alışverişinde bulunmaları gerekiyor. Türkiye'de bir teknik direktörün yarınının ne olacağını bilemediğimizi düşününce, söylediklerimiz havada kalıyor. Ama bu durum bizi doğru yoldan ayırmamalı. Gerçekçi hedefler belirlerseniz, ki Şampiyonlar Ligi veya Avrupa Ligi'nde son 16 şu anda en gerçekçisi gibi, buna ulaşmak için göstermeniz gereken eforu da bilirsiniz. Yanlış transferlerle ne bütçenizi ne de takımınızın kimyasını bozmazsınız. 

Sportif direktör dediğiniz kişiden tam olarak ne beklediğinizi kendisiyle paylaşmazsanız, sizi "yönlendirdiği" yerden memnun kalmamanız onun suçu olmaz. Bir takımın her zaman eksikleri olur. Ama yaratılan düzenin parçaları, bütünlüğü bozmamak için gerekli çabayı sarf etmeli ve eksikleri dışarıya yansıtmamak için var güçleriyle çalışmalı. Yoksa, Türkiye'de sorunlar bitmez. Önemli olan, bilinçli bir grubun maksimum faydaya ulaşmak için izlenmesi gereken stratejinin farkında olmasıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder