21 Şubat 2011 Pazartesi

DAHA OLMAMIŞ

Haftanın en önemli maçı dün akşamki derbiydi, ama haftanın en enteresan olayı Eskişehir'de meydana geldi. Eskişehirspor-Sivasspor maçının son dakikasında kazanılan serbest vuruşta topun başına geçen Pele'ye karşı atışı kullanmak isteyen Sezer Öztürk'ün davranışları ve sarf ettiği sözler inanılır gibi değildi. Hele bir de Pele gol atıp, bütün takım sevinirken, Sezer Öztürk'ün bu duruma kayıtsız kalması ve mutsuz ifadesiyle "özlü" sözlerine devam etmesi büyük bir ayıptı. Takım arkadaşının 90+3'te galibiyet golünü atmasına sevinmeyen bir oyuncunun adı ne olursa olsun, ki Lionel Messi olmadığına eminiz, o takımda yeri yok. . 

Türk futbolcusunun kişisel gelişim eksikliğinden bahsediyoruz her zaman. Bir şekilde karşımıza çıkmaya devam ediyor. Burada karşımıza çıkan durum, bir gurbetçinin tipik ruh hali olabilir. Bunu yetkili kişilerin algılaması ve üzerine eğilmesi gerekir. Artık psikolojik olarak ne yapılması gerekiyorsa, yapılmalı. Bunun pozisyondan doğan basit bir problem olduğunu düşünmeleri Eskişehirspor'a çok şey kaybettirir. Şu anda kazandıklarını zannetseler de. Nacizane, benim aklıma en kısa tedavi yöntemi olarak şu söz geliyor : "Kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma". Sezer Öztürk bunu ne kadar anlar ve uygular, bilemiyorum.

Amacımız bu çocuğu kaybetmemekse, vakit kaybetmeden bu olayın sebebini sorgulamalı ve hataları düzeltmeliyiz. Bu sadece Eskişehirspor yönetiminin değil, Türk sporunun sorunudur. 25 yaşındaki bir gence öğretilecek daha çok şey var. Hayat bunu bize her zaman gösterir.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder