Bursaspor'un ilk Şampiyonlar Ligi maçını Galatasaray'ın 1993'teki ilk maçına benzetmiştim. Kaderi de neredeyse birebir onlarınki gibi oldu. Beşinci maçında ilk golünü atmasının ardından Turgay Bahadır'ın havalara zıplayarak yaşadığı sevincini (rakip takım 5 gol atmışken) hüzünle izledim. 1993'te "olabilir" dediğimiz şeylerin, ki o zaman Galatasaray Avrupa'nın en iyi 8 takımı arasındaydı, 2010'da başımıza gelmesini normal olarak karşılamamız sadece kendimizi kandırmaktır. Türk futbolu araya bir UEFA Kupası, bir Süper Kupa, bir Dünya ve bir Avrupa üçüncülüğü sığdırdı. Pablo Batalla, Turgay Bahadır kendisini öperken, onu bu kadar sevinilecek bir durum olmadığı konusunda uyarsaydı, daha iyi bir iş yapmış olurdu.
Şimdi konuşulan konulardan biri de Spor Toto Süper Lig Şampiyonu bu Bursaspor'sa, Tür futbolunun hali ne durumda? Bu duruma bu şekilde yaklaşmak hatalı olur. Avrupa'da başarılı olduğumuz dönemlere bakarsanız, yetenekli ve ateşli Türk futbolcularının, tecrübeli ve Avrupa'da isim yapmış yabancı oyuncularla iyi işler yaptığını görebilirsiniz. Şampiyonlar Ligi ayrı bir karakter gerektirir. Sercan Yıldırım'ın bir maçta girebileceği toplam gol pozisyonu sayısı bir elin parmaklarını geçemeyeceğine göre, kendisi asli görevini hatırlayıp son vuruşlarını hatasız yapmalı ve skora katkıda bulunmalı. Dünkü maçta da kendisi için klasikleşen bir durum oldu. Cömertçe harcadığı pozisyonlara karşı, İspanyollar acımadı ve pozisyonu buldu mu atması gerektiğini kendisine hatırlattılar. Ortalama bir Şampiyonlar Ligi forveti de zaten o kadar pozisyona girer. Ama beceri ayrı bir olay. Takım olarak yüksek konsantrasyonla oynanması gerekirken, alınan bir darbede yerle bir olan bir takım oldu Bursaspor. Fizik gücün önemini bütün maçlarında gördük. Şimdi Ertuğrul Sağlam bir bedel ödenecekse, bunu kendisinin ödemesi gerektiğini söylüyor. Aslında haklı sayılmaz. Kendisi Bursaspor'un başına gelirken kimse kendisinden Türkiye Şampiyonu olmasını beklemiyordu. Haliyle Şampiyonlar Ligi'nde neler yapabileceklerini anlamaları için de çok vakitleri yoktu.
Önemli olan, Türk futbolcusunun bu arenada başarılı olabilmek için gerekli dersleri çıkartmasıdır. Ertuğrul Sağlam'ın da kendisini geliştirmek için neler yapması gerektiğini tekrar gözden geçirmesi gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder