28 Kasım 2010 Pazar

ALİ SAMİ YEN'DE BİR TRAJEDİ DAHA

Ali Turan'ın yaptığı anlamsız penaltıyla başlayan maçın zaten zor gol atan Galatasaray için ne kadar zor geçeceği hemen belli oldu. Bir oyuncu ne kadar iyi niyetli olursa olsun, yetenekleri sınırlıysa, ne yaparsa yapsın, oyuna katkısı belli bir seviyede olur. Galatasaray bu tip oyuncularla dolu bir kadroya sahip. Başta Ali Turan olmak üzere, takımın çoğu her an ne yapacağı kestirilemeyen, taraftarda ümit yaratmayan oyuncular. Böyle olunca tribündeki homurtuları duyan oyuncuların ayakları daha da birbirine dolanıyor ve yapabileceklerini de yapamıyorlar.

Bütün maç boyunca hata sayısını minimumda tutan Beşiktaş defansındaki oyuncuların uyumu ve orta sahanın lideri Guti Hernandez'in yönlendirmesiyle, Beşiktaş ne kadar az pozisyona girse de, Galatasaray'ın önemli bölgelerde etkin olmasını engelledi. Galatasaray ise Beşiktaş'ın yumuşak karnı olan Roberto Hilbert'in kanadını kullanmayı çok fazla akıl edemedi. İkinci devrenin başında herkes Milan Baros'u beklerken, Mehmet Batdal'ı oyuna sokan Gheorghe Hagi hayal kırıklığı yarattı. Zaten en tehlikeli poziyonlarını 69 ve 70'inci dakikalarda, taraftarın sevgilisi olmasına rağmen bazı fiziksel güçsüzlükleri yılların ilerlemesiyle açıkça gözüken Harry Kewell ile bulması, takımın durumunun özetiydi. Kendisi son dakikada takımın tek golünü atarak her şeye rağmen ayakta olduğunu da gösterdi. Ama Beşiktaş'ın ikinci golünün sahibi Mert Nobre de, ne kadar etkisiz oynarsa oynasın, Galatasaray maçlarını neden çok sevdiğini hepimize bir kez daha gösterdi.

Galatasaray'da, çok kişi tarafından beğenilmese de, savaşçılığıyla takıma bir şeyler vermek için çırpınan Lorik Cana göze batarken, çok yetenekli olduğu iddia edilen Elano Blumer, bir futbolcunun ruhu olmazsa, hiçbir şey olamayacağının canlı kanıtıydı. Guti Hernandez'in Beşiktaş için yaptıklarını Galatasaray da ondan bekliyordu. Ama o, arkadaşlarıyla sürekli bir tartışma içinde olmayı tercih etti. Bu da takım içindeki uyumu bozan başlıca etkenlerden biriydi. Şimdi böyle eksiklikleri bulunan bir takımda bir de milyonlarca Euro bonservis parası ödediğiniz Zvjezdan Misimovic'i anlaşılamayan bir sebeple kadro dışı bırakma rahatlığını gösteriyorsanız, güvendiğiniz bir şeyler var demektir. Bunu bir ara taraftara da gösterirseniz, herkesi rahatlatırsınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder