3 Ocak 2011 Pazartesi

GELEN, GİDENİ ARATMASIN!

Biraz önce Sarunas Jasikevicius'un Fenerbahçe Ülker'le sözleşme imzaladığını internette alt başlıklardan birinde gördüm ve çok şaşırdım. Bundan 5 sene önce bu olay gerçekleşseydi, belki yer yerinden oynardı. Ama bugün olması da yapılan işin önemini azaltmıyor. Bu sene Ricardo Quaresma'nın gelişiyle başlayan büyük transferlere bir yenisi eklendi. Türkiye, Beşiktaş'ın başlattığı ivmeyle, yeniden büyük oynayan bir güç olma yolunda ilerliyor. Görünen eksiklik, yapılan büyük transferlerin yanına onları tamamlayıcı oyuncuların tam olarak yerleştirilememesi. Beşiktaş Cola Turka, Allen Iverson gibi dev bir isme rağmen, bu sorunu en çok yaşayan takım. Bir de üzerine sebebi tam olarak belli olmayan ekonomik problemler gelince, Beşiktaş Cola Turka'nın durumu daha da zorlaşıyor. Fenerbahçe Ülker ise zaten iyi bir takım. Sarunas Jasikevicius, Roko Ukic'in aldığı sorumluluğu paylaşacak, rotasyonda önemli yeri olan bir oyuncu. Bu açıdan bakıldığında, Fenerbahçe Ülker gücüne güç kattı. Yıllardan beri süregelen ekonomik istikrarlarını doğru yatırımlarla kalıcı hale getirmeye çalışıyorlar. Artık bir şeyler kazanma vakti.

Benim derdim, başta da söylediğim gibi, bu oyuncuların doğru zamanda Türkiye'ye gelmelerinin sağlayamamamız. En büyük sorun olan parayı bir şekilde çözüyoruz. Allen Iverson belki çok uç bir örnek, ama en azından basketbolda Avrupa'dan kalburüstü bir oyuncunun Türkiye'ye gelmemesi için artık hiçbir problem yok.

Futbola dönersek... Sorunu yine biz yaratıyoruz. Vicente del Bosque'yi, Frank Rijkaard'ı, Guus Hiddink'i (hem de en tepede olduğu 2 dönemde de) getiriyoruz. Ancak onlardan ne beklediğimizi tam olarak anlatamadığımız veya beklentilerimiz gerçekçi olmadığı için çok kısa bir sürede yollarımızı ayırmak zorunda kalıyoruz. Biz gerçekten ne istediğimizi biliyor muyuz? İstediklerimizin gerçekleşmesi için gerekli altyapıyı hazırlıyor muyuz? Köklü bir değişime hazır mıyız? 

Tuttuğumuz takım bizim için hiçbir şekilde terk edilemeyecek sevgilimiz gibi. Yöneticiler için de öyle sanırım. Bir fark, onlar sevgililerine daha pahalı hediyeler alıyorlar. Ama görünen o ki, iyi bir aile danışmanı olmadıkça, bu hastalıklı sevgi hepimize zarar verecek. Daha sağlıklı temellere oturtulmuş bir yapı kurmalıyız. Bu sene yaşatılan heyecanlar 5 sene sonra güzel birer anı olarak kalmamalı. O zaman geldiğinde elimizde bazı ödüller olmalı. Büyük ödüller. Sonuçta, bunu kazanamadığınız müddetçe, onca zorlukla getirilen bu adamların da burada daha fazla durması için bir sebep yok. Onun için, biraz daha sabır. Avrupa'nın Katar'ı değil, Yeni Dünya'sı olalım.       

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder