5 Ocak 2011 Çarşamba

ANTALYA TATİLİ

Devre arasını Antalya'da geçirmek takımlarımız için vazgeçilmez bir ritüel. Yetkililer Avrupa'dan da birçok takımın kamp için geleceğini her sene söylerler, ama tam rakamı hiçbir zaman söyleyemezler. Söyledikleri de çoğu zaman tutarsız ve yanlış olur. Ama olsun. Bize söylenenlerin doğru olduğunu kabul eder, turist akının büyüsüyle kendimizi avuturuz. Ama gelenler çoğu zaman Alman orta sınıf takımları olduğu için, bizim için farklı bir durum yoktur. Asıl sorun, Antalya'da kalma süremizin uzunluğu. Bu kadar uzun bir devre arası tatili hiçbir ligde yok. Premier Lig'de yılın ilk günü bile maç olması, onların işlerine ve onları izleyenlere olan saygısını gösteriyor. Haftada 2 veya 3 maç oynayan İngiliz takımları, bir de Avrupa'da devam ediyorlar. Bizde o da yok.

En iyi antrenman maçtır halbuki. Sporcunun gerekli fiziksel duruma ulaşması için arayı uzatmaması şart. Ne kadar antrenman programı verilirse verilsin, Türkiye'de bunu hakkıyla uygulayan kimbilir kaç oyuncu vardır? Bir de transfer olma durumu varsa, konsantrasyon kaybı muhtemel. Bütün bu şartların ışığında, bir takım ne kadar ileri gidebilir? İlk yarıda yapılan hataların iyi analiz edilmesi lazım. Bunun bilincinde olması gereken oyuncular ikinci devreye nasıl hazırlandıklarını hepimize gösterecekler. Ama her zaman olan "İkinci yarı daha yeni başladı. Yeni arkadaşlarla birbirimize alışmaya çalışıyoruz. Yoğun antrenmanlar yaptık..." tipinde cümleler çoğalmaya başlarsa, hiçbir şey değişmemiş demektir. Biz yine üzerine bir şey konmamış futbolu izlemeye devam ederiz. 

Yayıncı kuruluş dua etsin, mücadele artıp puanlar birbirine yaklaşsın. Aksi halde, Trabzonspor ve Bursaspor alır başını gider. Taraftar ilk önce güzel futbol izlemek istiyor. Bu yüzden Premier Lig'in orta sırasındaki takımların maçlarının reytingi bile Spor Toto Süper Lig'in liderinin maçını geçiyor.     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder