15 Nisan 2012 Pazar

SENKRONİZASYON

Maç yayınlarına takmış durumdayım son zamanlarda. Ligtv'ye olan sevgim (!) malum, ama Atv'nin kupa maçlarındaki performansı da aklımdan çıkmıyor bir türlü. Ligtv'nin çift spikerli müthiş buluşuna karşı Atv yıllardır kadrolaşmış yorumcularını kullanıyor. İşte bu noktada bende ipler kopuyor. Gazeteler takımları kayırdıkça, televizyonlar "takım" yorumcularına kapılarını açtıkları sürece bitmeyecek bu ıstırap.

İki sezon önce Bursaspor şampiyon oldu. Hani Türkiye'de devrim olmuştu? Anladık, seyirci büyüklerde, tiraj ve reyting büyüklerde. Ama onlara büyük diye diye, adamların ayaklarını yerden kestiniz. Bursaspor'un da şampiyonluğun nimetlerinden yeteri kadar faydalanamaması biraz da kendi hataları tabii. İşte akıllı yönetici kavramı burada ortaya çıkıyor. Bakın gazetecilere. Futboldan anlamıyorlar, ama canlı yayında takımlarının (!) haklarını nasıl koruyorlar?  Spor Toto Süper Lig veya Ziraat Türkiye Kupası'nda iki Türk takımı karşılaşıyor. Galatasaray'ın yenilmesine Levent Tüzemen, Fenerbahçe'nin yenilmesine Gürcan Bilgiç çok üzülüyor. Futbol ileri gitmiyor onlara göre. Nasıl bir pişkinliktir? Kanal müdürlerinin kankalığı müessesesi bu işin kuralıdır. Onlar da oyunu kuralına göre oynarlar. Ömer Üründül ise ayrı bir fenomen. Kendi dünyasında takılıyor. Televizyon çalışanları da kendisini çok seviyormuş. Para bol, haliyle çalışanlara ikram da bol. Olan, ekranda güzel bir şeyler görmek ve duymak isteyen bize olur. Güzel bir şeyler görmek zaten zor, bari kulağımıza bu işkenceyi çektirmeyin.

Maç yayıncılığında görmek istediğim ilk yenilik, spiker ve yorumcu sesinin kısılıp sadece seyirciyi duyabileceğim bir teknolojidir. Parası neyse vereceğim, yeter ki kurtarın bizi bu azaptan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder