Derdiniz, oyun değil; stada ilk kez gelecek olan küçük çocuk değil; bütün haftayı takımına kavuşmak için geçiren adam değil! Sizin derdiniz; şişkin egolarınızı ayakta tutmak. Bu güzel oyunu kendi kurallarınızla oynatmak, işin içine mafyayı sokmak. Sen kim oluyorsun ki, verdiğin parayı tehdit olarak kullanıp, kulübün geleceğine ipotek koyuyorsun? Sen kim oluyorsun ki, geçmişteki başkanına hakaret eden bürokratı/politikacıyı eleştiren taraftarını tehdit ediyorsun? Sen kim oluyorsun ki, kendi yaptığın hatayı bir özgürlük mücadelesi olarak gösterip, taraftarınla devleti karşı karşıya getirmeye çalışıyorsun?
Hainsiniz hepiniz! Şerefsizsiniz! Karakter yoksunusunuz! Stada kimin gelebileceğine siz karar verirsiniz. Televizyonda hakkınızda ne söyleneceğine, gazetede hakkınızda ne yazılacağına siz karar verirsiniz. Otel barında oturur, elinizde viski bardağı, kim bana bakıyor diye şişinirsiniz. Yanınıza iki kadın gelir, tribe girer, kendinizi 18 yaşında zannedersiniz. Sizinle konuşmaya çalışan insanın kim olduğunu önemsemez, onu dinlermiş gibi yaparsınız.
Söz konusu devlet ile ilişkilerse, sizin için iş değişir. El pençe divansınız. Çünkü açığınız var. Görmesinler, kapatsınlar istersiniz. Kendi beceremeyeceğiniz işler için bir el versinler diye, ağızlarının içine bakarsınız. Sizden güçlü olana pençelerinizi gösteremezsiniz.
Şunu hatırlatmak isterim ki, bugün varsınız, yarın -para yoksa- yoksunuz. Siz gidersiniz, biz kalırız. Bugün omuzlardasınız, yarın hayallerdesiniz. İstatistiksel olarak belki de en başarılı başkan olan Faruk Süren şu anda nerede? Kendinizi kandırmayın! Siz bu takımlara ruhunuzdan hiçbir şey vermediniz. Evet, sağ elinizle cebinizden verirken, sol elinizle diğer cebinizi doldurdunuz. En büyük sıkıntı; sizin yetersizliğinizi gören insanların sonuca etki edememesidir.
En büyük dileğim; bu işi profesyonelce, vizyoner bir şekilde yapabilecek genç, idealist ve zeki insanların günün birinde gücü ele geçirmesidir. Olabilecek en büyük devrim budur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder