3 Mayıs 2012 Perşembe

AYNA

Şahsen tanımadığınız bir insanı neden sevmezsiniz? Sanırım siz Türkiye'de yaşayan bir futbolseversiniz. Sevginizi göstermenin aksine, nefretinizi kusmaya programlanırsınız. Huzurlu bir hafta olmaz hiçbir zaman sizin için. Hakemin verdiği her karar sizi yerinizden hoplatabilir. Yöneticinin bir demeci bıçaklarınızı bilemenize sebep olabilir. Yorumcunun bir yorumu neden böyle bir iş kolu olduğunu sorgulatır. Spikerin bir cümlesi hangi "taraf"ın  kazanmasının kimin çıkarına olduğunu ortaya çıkartır. Bu kadar negatif elektriğin olduğu yerde hep bir yanılsama vardır. Oynanan oyunun bizim eğlenmemiz için olduğu yanılgısıdır bu. Enteresan olan, olayların sebebi olan kişilerin bütün bu olan biten kaostan bile mutlu olabilecek şeyler çıkartabilmesidir.

Birileri hesap vermeli. Birileri yaptıklarının cezasını çekmeli. Bu ülkenin büyük çilelerinden biri de adalete olan güvensizliktir. Ama ben burada vicdanların adaletinden söz ediyorum. Ortaya koyduğunuz isyanın sonucunu görmeden bu davadan vazgeçmeyin. Kendi vicdanlarınızda yargılayın olan biteni. Tepki verin. Yumruğunuzu vurun. Beklediğiniz gerçeklerle hiçbir zaman karşılaşamayacaksınız belki. Çünkü onlar sadece görmek istediklerini görürler. Sizin değil, gücü olanın mutluluğudur, önemli olan. Olsun, siz yine de vazgeçmeyin.

Gün gelir, hesap döner. Unutmayın; iyilerin kıymetini bilmezseniz, kötülerden şikayet etmeye hakkınız olmaz!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder