16 Şubat 2012 Perşembe

ÇIKARKEN KAPIYI KAPATIN!

Haksızlığın derecesi vardır elbet. Peki ya suçun? Tepesinde olduğunuz kurumun bütünüyle pisliğe batmasını savunurken, "Ama bir de onlara bakın!" demek size ne kazandırır? Uçurumdan aşağı düşerken diğerlerini de çekmekten başka bir şey değil yaptıkları. Çeksinler tabii. Batacağımız kadar battık. Utanacağımız kadar utandık. Anlı şanlı takım elbiselilerin, yüzleri façalı, yürekleri prangalı "ağabeyler"den de öğreneceği şeyler varmış. Bu süreçte onu da anladık.

Geçici sevinçlerin hayranıyız biz. Ağzımıza çalınan parmak parmak ballardan şeker hastası olduk, haberimiz yok! Her gün öğrendiğimiz haberler aslında dün yaşadığımız her şeyin yalan olduğunun göstergesi. Soruyorum o halde: Neden? Hızla geçip giden hayatınıza dönüp baktığınızda ne ile övüneceksiniz? Yarattığınız hayal dünyasında döndürdüğünüz dolaplar yüzünden binlerce gence yaşattığınız hayal kırıklıklarıyla mı?

Hatırlar mısınız, "birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olan" ne çok gün vardı bir zamanlar? O masanın etrafına 18'iniz birden "birlik" oluşturmak için oturduğunuz her an bir daha kalkamamanızı diliyorum. Şu bir türlü bitmeyen paralarınızla ne yapacağınıza bir karar verin de, biz de ardınızda bıraktığınız enkazdan yeni bir mutluluk kaynağı yaratmaya odaklanalım.

Babam yıllardır hep fırça atar, "Neden bu kadar 'fanatiksin'?" diye. Hiçbir zaman anlatamadım ki, benimkisi fanatiklik değil, karşılık beklenmeyen bir aşktı. Bu aşkı, kızın, mizaçları sürekli değişen üvey babaları bozdu!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder