25 Haziran 2012 Pazartesi

FİKRİ SABİT

Türkiye, insanlara duyulan saygının mevkilere göre en çok değiştiği ülkedir belki de. Bu yüzdendir ki, hasbel kader bir yerlere gelmiş kişiler daha önce hayatlarında görmedikleri ilgi ve yalakalıktan dolayı, nereden geldiklerini ve ne olduklarını (olmadıklarını) unuturlar. Daha çok politikacılarda ve bürokratlarda görülür bu durum. Bir de onların yanındaki dalkavuklar vardır. Dikkat ederseniz, "her devrin adamı" sözü bizde çok kullanılır. Herkes kullanır, ama kimin için kullanıldığı büyük bir muammadır. Kimse üstüne alınmaz. Zaten hangi aklı başında insan, kendisine bu sıfatın yakıştırılmasını hazmedebilir? Onların farkındalıkları, olaylar kendi lehlerine geliştiği sürece vardır. İktidarın nimetlerinden faydalanmak kendilerine verilmiş doğal bir haktır. Kullanmamak salaklıktır.

Politikacılar konuşur. Sözün ağızdan bir kere çıktığını unutarak. Kimin canının ne kadar yandığı umurlarında olmayarak. İktidarın verdiği gücü dibine kadar kullanarak. Dalkavuklar arkadan sürekli iter. Nereye kadar mı? Zaman, iktidardakinin söylediklerini anlamsız kılana kadar. Uçurumun kenarına kadar. Söylediklerinin nereye gittiğinin farkında olmayan politikacı, gün gelip de kendi devri sona erdiğinde, son söylediklerinin kendi sonunu getirdiğini uçurumdan düşerken fark edecek. Can havliyle arkasına baktığında ise, arkasını dönüp giden ve aynı anda pis pis sırıtan o dalkavuğu görecek.

Spor Bakanı işte bu yüzden her şeyi emredebileceğini, "Ol!" derse olacağını sanır. Gerekirse, istediğinden fazlasını alacağını bilir. Ondan öncekiler de böyleydi. Ama kendisinin farkında olmadığı bir şey var. Onu diğerlerinden farklı kılacak olan, yaptığı yanlışın farkına varmak ve kendisini düzeltmek olacaktır. Saf mıyım? Belki. Ne de olsa insanız. Siz, insanlara, kendilerine olan güvenlerine ek olarak, bu gücü sınırsızca kullanabileceklerini hissettirdiğiniz anda, geri dönüşü yok. Dua edelim de, karşımızdaki, varoluşunun asıl sebebini unutmasın!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder